Halil Aktaş etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Halil Aktaş etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Dedem Bana Anlatırdı Bir Zaman

Dedem bana anlatırdı bir zaman
Eskiden fakiri korurlar imiş
Sorup soruşturup arayıp bulup
Gizlice sadaka verirler imiş

Komşunun komşuda hakkı var diye
Her gün bir kaç kere söylerler imiş.
Komşudan komşuya sıcacık aşlar,
Birbirine ikram ederler imiş.

Ev yapana herkes gider çalışır
Birbirinden para almazlar imiş.
Komşuya ücretle çalışılınca
O yörede onlar ayıplanırmış.

Kimse sevmez imiş yalan dolanı
Hele hele kullara kul olanı
Dürüstlüğü övdürürmüş insanı
Para pulsa son sırayı alırmış.

Fakire yardımı sadece yapan
Bir de o yardımı alan bilirmiş.
Herkes verdiğini gizli verirmiş
Desinlere kimse kalkışmaz imiş.

Doğruluk dürüstlük ararlar özde
Herkes durur imiş verdiği sözde
Kıskançlık hasetlik bilmezmiş kimse
Herkes durumuna şükreder imiş.

Çoğu bulamazmış kuru ekmeği
Günde bir kez olsun sıcak yemeği
Çok bu yurda dedelerin emeği
Cepheden cepheye koşarlar imiş.

Kendileri açken devlete vergi
Tahsildar gelince verirler imiş.
Ayakta çarık yok yalın ayak kış
Düşmanın peşinde koşarlar imiş.

Bulamazmış herkes ekmeği aşı
Böyle kazanmışlar büyük savaşı
Fatma nine, er, erbaşı, çavuşu
Allah, Allah deyip vururlar imiş.

Yirmi iki günü düşman peşinde
Durup dinlenmeden koşmuşlar imiş.
Azımla, gayretle zalim Yunanı
İzmir’den denize dökmüşler imiş.

Karış karış gezdi onlar bu yurdu
Siper etti göğsün yurdu korudu
Ne sefaletlerle savaştı durdu
O dedeler meğer ne cevher imiş.

Bu vatanı onlar, bıraktı bize,
Gelin hep verelim omuz omuza
Düşmanlar sızmışlar hep içimize
Onlar buna fırsat vermezler imiş.

Bu vatanı bize bıraktı onlar
Bak neler yapıyor bazı torunlar
Düşmanla el ele vererek şimdi
Kahrolsun Türkiye bağırıyorlar.

Bu vatan bizimdir sahip çıkalım
Dost kim düşman kimdir onu bilelim
Geçmişe bakalım ibret alalım
Düşmanlara yem olmasın bu vatan.

Vatan benim canım devlet bizimdir
Canımdır Türkiye’m iki gözümdür
Dinim İslam Türklük ise özümdür
Düşmanlara yer olamaz bu vatan.

Dedem derdi üç şey için ölmeli
Vatan, namus ve din, bunu bilmeli
Bu duygular her yiğitte olmalı
O yiğide emanettir bu vatan.

Halil Aktaş
Kaynak. Şiir Severler

Darılmadım

Ömrüm gurbet elde geçti
Kaderime darılmadım
Bu dünyada çokça cefa
Çektim ama darılmadım

Çalışarak geçti ömrüm
Tembelliğe sarılmadım
Herkesi bir başka sevdim
Ben sevmekten yorulmadım

Doğruluğa gönül verdim
Şer mecliste bulunmadım
Çağdışısın diyen oldu
Onlara da darılmadım

Yaşlılardır danışmanım
Gençler ise göz bebeğim
Çocukları çok severim
Ben sevmekten yorulmadım

Halil Aktaş
Kaynak. Şiir Severler

Çıkar İçin

Ne günlere geldik Yarab!
Her şey oldu çıkar için.
Biliriz ki sonuç turab
Neden her şey çıkar için?

Okumak ve ilim yapmak,
Yapmacık sevgiyle bakmak,
Bazen de kalem oynatmak,
Her şey şimdi çıkar için.

Dostça atılan adımlar,
Hatta yapılan yardımlar,
Şimdiki yalan dolanlar,
Değil midir çıkar için.

Herkes bir yere oynuyor,
Nice dümenler dönüyor,
Birçoğu hatır sayıyor,
İnan şimdi çıkar için.

Kimisi vekil oluyor,
Gidip meclise doluyor,
Sonra bizleri yoluyor,
Şimdi her şey çıkar için.

Kimisi koşuyor nama,
Sevgi saçar ona buna,
Kimi meyletmiş İslam’a,
Gerçek değil çıkar için.

İnsanlar gerçekçi olsa,
Çıkar son planda kalsa,
Herkes birbirini sevse,
Sevse saysa Allah için.

Halil Aktaş
Kaynak. Şiir Severler

Çeşme

Buz gibi suyu var akar durmadan
Gece ve gündüzün hiç yorulmadan
Gelenler geçmiyor senden içmeden
Elin açık senin herkese çeşme

Gelenler içiyor hep kana kana
Dua ediyorlar seni yapana
Genç kızlar gelinler âşıktır sana
Nöbet bekliyorlar başında çeşme

Genç kızların sensin haber merkezi
Seninle başlıyor sevdanın sesi
Sevdiğinden alır haberin hası
Seni çok seviyor genç kızlar çeşme

Bir zamanlar seni ne çok severdim
Ben de sevgilime haber ederdim
Hep senin yanından gelip geçerdim
Sevdiğimi orda görürdüm çeşme

Şimdi de her eve aldılar suyu
Yine değişmedi çeşmenin huyu
Cömertçe veriyor gelene suyu
Yine küskün değil bizlere çeşme

Klorsuzdur suyu saf ve buz gibi
Müşterisi yine eskisi gibi
Halil Aktaş der ki yoktur sen gibi
Evimde aksa da dereler çeşme

Halil Aktaş
Kaynak.

Can Kırıkları

Güneşli bir eylül günü
Karadeniz'i seyrediyorum
Deniz hüzünlü
Ben hüzünlü,
Martılar neşesiz,
Dalgalar sessiz sedasız
Yalıyor kıyıları.

Masamda güzelim Rize çayım.
Ben mutsuz ve umutsuz
Kalbim kırık neşesiz.
Yüreğimde cam kırıkları…
Kaybolan bütün düşler.
Acı bir gerçek,
Ben artık yaşamaya alışacağım
Sensiz, neşesiz, mutsuz.
Masamda Rize çayım,
Bense tatsız… Tursuz…

Halil Aktaş
Kaynak.

Bugün 25 Ocak


Hayatımın en acı günü
Yüreklerin yandığı,
Gözlerden yaşların boşaldığı,
Trabzon’un ağlayarak Zigana’ya aktığı,
Türkiye’nin yasa boğulduğu gün.
Bugün 25 Ocak.
Gönlü sevgi dolu insanların
Dostlukta sevgide zirve yapanların,
Yürekleri doğa için ve dostluklar için atanların
Zigana’da hayata veda ettiği gün

Bugün 25 Ocak
Yasemin Aktaş (KaRaYeL)
Hüseyin Karaosmanoğlu, Özlem Timurcioğlu
H.Ali İsaoglu, Gülhanım Piyale
Dursun İnan, Burçak Sevim
Hüsniye Sarıbıyık, Erhan Terzi Ve Davut Akdeniz’i
Zigana’nın bizden aldığı gün.

Bugün 25 Ocak
Her zaman soğuk ve buz olan karın
Ateş olup yürekleri yaktığı,
Gözyaşlarımızın dere olup aktığı,
kalplerimizin hüzünle attığı,
Gönlümüzü alevlerin sardığı, gün

Bugün 25 Ocak
Poyrazın Karayel’i aldığı
Çiğ haberinin yürekleri yaktığı
Ellerin kürek olup karı deldiği
Zigana’nın, doğa âşıklarını yuttuğu gün

Bugün 25 Ocak
Trabzon’un yasa boğulduğu,
Türkiye’nin hüzünlendiği,
Bütün dünyanın haber geçtiği,
Kısaca, bu gün kelimelerin bittiği gün

Halil Aktaş
Kaynak.

Bu Şehir

Bugün yine ağır geldi bana bu şehir.
Taşıyamadım.
Sen vardın her yerde.
Baktığım her noktada seni gördüm.
Gamzelerin, gülüşün, saçların bir başkaydı.
Düğümlenmişti boğazım yine...
Maziye gittim,
O güzel günlere… Seninle yürüdüğümüz her yere,
O günleri hatırladım.
Bir başka hüzünlü bu şehir bugün…
Bütün binalar üzerime geliyor.
Eziliyorum…
Oysa ne güzeldi eskiden. Bu şehir, bu kaldırımlar…
Çünkü sen vardın yanımda.
Çiçekler bir başka güzeldi. Sanki gülüyordu bütün insanlar.
Bugünse hüzünlü, duygu yüklü her yürek…
Gülmüyor yüzler sanki
Yürümek istiyorum hiç arkama bakmadan,
Geriye dönüşü olmayan bir yolda.
İki yanında gelincik çiçekleri, boynu bükük…
Dönmek istemediğimi biliyorlar sanki
Oysaki gelincik çiçekleri başka benim için.
Vazgeçilmezim onlar…
Neden boğazım düğüm düğüm?
Neden güneş bu kadar solgun bu akşam?
94
Bir hüzün var batışında güneşin.
Yıldızlarda sönük ve ışıksız
Ve ben umutsuz ve mutsuz
Yürüyorum boşlukta.
Sen yoksun ve olmayacaksın.
Biliyorum…
Hatıraların yaşayacak bu şehirde hep...
Ben hep seni göreceğim baktığım her yerde.
Bu düğüm, boğazımda olacak.
Bu hüzün gözlerimde...
Ve sen hep var olacaksın bu kalbimde.
Elinde gelincik çiçekleri,
Gülen yüzün, gamzelerin ve dalgalanan saçların
Ve arkanda kocaman bir hüzün…

Halil Aktaş
Kaynak. Şiir Severler

Bu Gün Benim Doğum Günüm

Biraz daha yaşlandım bugün
Düştü çınardan bir yaprak daha
Olgunlukta bir adım daha atarken
Sevdiklerimle olmaktan mutluluk duydum
Bana değer verenler karşısında, duygulandım
Hatırlanmak, sevilmek güzel bir duygu
Gözyaşlarımı tutamadım
Çünkü güzel dostlar kazandım
Bunlar, mutluluk gözyaşlarım.

Bir yaprak daha düştü çınardan
Biraz daha yaşlandım bugün
Dönüp geriye baktığımda
Kaybettiğim sevdiklerimi hatırladım
Kimleri kaybettim, ne canlara ağladım
Ne güzel günler paylaşmıştık
Hatırladım, duygulandım,
Yine süzüldü gözyaşlarım, tutamadım ağladım
Üzüldü gönlüm, burkuldu yüreğim, süzüldü gözyaşlarım.

Bugün biraz daha yaşlandım.
Başımı ellerim arasına aldım, düşündüm.
Ömrümce aldığım yollar dizildi sıraya yaşadıklarım.
Kırdım mı, kırıldım mı, hesabımı çıkardım.
Terazi benden yana olmasına sevindim.
Üzüldüm üzdüğüme, kırdığıma kırıldım.

Biraz daha yaşlandım bugün
Bir yaprak daha düştü çınardan
Sevgi dedim ömrümce.
Seveceğim gönlümce, ömrümün yettiğince
Sevenleri, sevmeyenleri
Ahirette suali yok sevginin, hesabı kitabı yok.

Biraz daha yaşlandım bugün
Ama mutluyum, çünkü ben seviyorum
Hayatın en güzeli mutlu olmak değil mi?
Ben sizleri sevdim.

Mutluyum şimdi…

Halil Aktaş
Kaynak.

Bu Gün

Biliyor musun can;
Bugün bu saatlerdi.
Kapatmıştın gönül kapılarını bana,
Bense kilit vurmuştum sevgime,
Gömmüştüm yüreğime
Gözyaşlarımla.

Oysa dün başkaydın
En güzel elbiseni giymiştin.
Senin için demiştin bana,
Hatırlıyor musun?

Neler değişmişti ki, bir gecede?
Sorgulamadım, hakkım yoktu buna.
Sakladım, çok derinlerde sevgimi.
Kırılsa da akvaryum,
Çatlasa da fanus,
Parçalansa da yürek…
Gömülmeliydi.
Gömdüm...

Ufukta yeni gemi varsa
Yaklaşmalıydı limana.
Demir almalıydım limandan.
Gelmişti zaman
Dolmuştu müddet
Yağmıştı nisan yağmurları.
Silmişti geçmişi senden.
Bende ise yaralar açarak derinden
Gözyaşlarına dönmüştü.

Ayrıldım limandan meçhule doğru.
Rotasız… Hedefsiz
Sürüklesin dalgalar
Hangi kıyıya çarparsa çarpsın.
Hiç önemi yok.

Dalgalar yükseldi
Kasırgalar esti yüreğimde
Ne tusunamiler geldi geçti.
Üşüdüm, kızgın çöl sıcağında.
Titredim…
Sıtmalar nöbetleri tuttu her gece
Ve hayat devam etti.
Sarsıntılarla…

Şimdi uçsuz bucaksız bir sahrada,
Güneşin batışını seyretmekteyim.
Ve biliyor musun?
Ben nisan yağmurlarını,
Hiç ama hiç sevmiyorum.
“Bir aşk öyküsüne”

Halil Aktaş
Kaynak. Şiir Severler

Bitiş

Bir hayaldi içimde, sana doyasıya sarılmak.
Bir bitişti,
Sana başkası sarılırken kenardan bakmak.
İmkânsızdı senin sevgini söküp atmak
En güzeli,
Kalbime gömüp bir ömür boyu onla yaşamak.

Halil Aktaş
Kaynak. Şiir Severler

Birisi

Sanma ki bu devran hep böyle gider
Senin de canını yakar birisi
İçim volkan oldu yandı tutuştu
Sana da bir darbe atar birisi

Sevgimin ahını alana kalmaz
Gözlerimin yaşı neden kurumaz
Birçok sevgilere karşılık olmaz
Senin de boynunu büker birisi

İmkânsızlık denen yolun sonunda
Yürüsen de kimse olmaz yanında
Bir kara sevdanın ateş anında
Senin de içini yakar birisi...

Halil Aktaş
Kaynak. Şiir Severler

Bir Vadi Düşlüyorum

Bir vadi düşlüyorum rengârenk çiçeklerle süslü.
Çayırlar arasında gelincik çiçekleri.
Pedalizalar dolaşıyor çiçeklerde.
Kırmızıya boyamış her tarafı gelincik çiçekleri.
Sarı, kırmızı, beyaz kelebekler uçuşuyor.
Papatyalar gülümsüyor bütün beyazlığıyla.
Arılar bal topluyor çiçeklerinden.
Çocuklar taç yapıyor başlarına.
Akarsular iniyor vadiyi çevreleyen dağların yamacından.
Cıvıl cıvıl ötüyor kuşlar,
Hepsi bize hizmet için yarışıyor adeta.
Kuşlar şarkımızı söylüyor,
Papatyalar bizim için arılara bal sunuyor,
Gelincikler gönlümüze ışık tutuyor,
Pedalizalar ruhumuzu okşuyor,
Akarsular şarkı söylüyor kulaklarımıza.
Sadece sen ve ben varız bu vadide,
El ele koşuyoruz çiçekler arasında.
Ne kadar güzel seninle olmak,
Ben seninle bu vadide çok mutluyum.
Tarifi imkânsız bir mutluluk bu...
Hayal de olsa çok güzeldir,
Mutluluklar.

Gerçeğim ise;
Mevsimlerin olmadığı bir vadideyim.
Sular ve ırmaklar akmaz yamaçlarında,
Kumlarla örtülüdür her taraf benim vadimde.
Yamaçları kayalıklarla dolu taşları bile siyah.
Güneş yakıyor kavururcasına,
Gelincikler olmaz bu susuz sahrada,
Pedalizalar uçuşmaz çiçekler olmadan.
Papatyalar küstü mü bu sahraya?
Nerede bütün çiçekler?
Burada arılar da bal bulamıyor.
Kuşlar da çok az şarkı söyler burada.
İşte benim gerçek Vadi'm.
Ben bu vadide yaşıyorum.

Halil Aktaş
Kaynak. Şiir Severler

Bir Sevgi İstiyorum

Bir sevgi istiyorum hiç bitmeyen.
Denizler kadar engin, okyanuslar kadar büyük,
Bir sevgi istiyorum, yükseldikçe yükselen arttıkça artan
Tırmandığı dağ ve yokuşlar hiç bitmeyen.
Bir sevgi istiyorum sonu olmayan.
Ömür boyu ve sonrası, devam edecek, bitmeyecek.

Bir sevgi istiyorum uçsuz bucaksız denizlerde
Benzini bitmeyen, bir gemi gibi yüzen.
Bir sevgi istiyorum, arazi vitesi olan.
Zirvesi bulunmayan, bilinmeyen dağlara tırmanan…
Her gün biraz daha yükselen, güçlenen, yeşeren…
Bir sevgi istiyorum sonsuza dek devam eden.

Bir sevgi istiyorum paylaşılan,
Herkese hak ettiği kadar verilen.
Artan eksilmeyen, gönülleri fetheden
Gönülden gönüle tahtlar kuran, gizlenmeyen, özlenen
Özgürce haykırılan bir sevgi istiyorum.
Anaya, babaya, arkadaşa, kardeşe, eşe, dosta…
Bütün insanlığa haykırılan bir sevgi istiyorum.
Seni seviyorum. Sizi seviyorum diye içten gelen.

Bir sevgi istiyorum. Sevdiklerinize nara atan.
Taa kalbinizin iç kısımlarından gelen bir ses tonuyla
söylenen.
Bir sevgi istiyorum, seni seviyorum dediğinizde yankılanan.
Dağlara çarparak, dünyaya yayılırcasına artan
Sevgilim dedikçe, iç dünyanızdan gelen bir sevgiyi anlatan.
Bir tanem, dediğinizde yürekleri hoplatan…
Gülüm dediğinizde, gül kokuları saçan.
Bir sevgi istiyorum, özgürce haykırılan.

Bir sevgi istiyorum, sadece sevmek uğruna paylaşılan.
Dargınlıklara, küskünlüklere yer ayırmayan.
Yükseldikçe yükselen, artıkça artan, bıktırmayan…
Bulutlar üzerinde uçmak kadar güzel olan.
Ömür boyu devam eden, gönüllerde taht kuran...
Bir sevgi istiyorum, hiç bitmeyen tükenmeyen
Baklava kadar tatlı, ana kadar şefkatli…
Paylaştıkça bitmeyen, hepimize nasıp olan…
Bir sevgi istiyorum, geleceğimize miras kalan.

Halil Aktaş
Kaynak. Şiir Severler

Bir Mesaj Bekliyorum

Bir mesaj bekliyorum.
Her yıl olduğu gibi, kırmızı gülle gelen,
Bir ses bekliyorum ''Merhaba babacığım''
Diyen
Bir mesaj bekliyorum, gelmeyeceğini bile bile
Ve ben yine de bekliyorum.
Bir mesaj
''Babalar günün kutlu olsun babacığım''
Sonuna kırmızı gül eklenmiş,
''Seni çok seviyorum'' yazısı olan.
Bir mesaj bekliyorum
Gelmeyecek biliyorum.
İnan canım seni,
Seni çok özlüyorum.
Şahit buna yaralı kalbim
Ve klavyeme damlayan yaşlarım.
Bir mesaj bekliyorum seni söyleyen,
Senden olan.
Gelmeyecek biliyorum
Ne o mesaj,
Ne de, sen geleceksin.
Seni o kadar özledim ki çiçeğim
O zaman bekle canım,
Bekle…
Ben sana geleceğim.
Ve ben var oldukça inan
Hep seni özleyeceğim.
Sana söz veriyorum.
Bir gün mutlaka ben,
Sana geleceğim.
Çünkü…
Ben seni çok özledim.
Baban

Halil Aktaş
Kaynak. Şiir Severler

Bir Güneş Doğmuştu

Senle başlamıştı her şey
Bir güneş doğmuştu
Isıtmıştı bütün bedenimi.
Karanlık dünyama yeni bir gündü
Baharın bütün güzelliği ile gelen.

Bir akşamüstüydü.
Küçük bir masada karşımda sen…
İçten bir sohbet
Ve işte o an, ben dünyanın en şanslısıydım.
Bütün sözlerin en güzelini
Cümlelerin en iyisini duymuştum.
Seni seviyorum.
Demiştin…

Bu ne mutluluktu, tarifsiz
Ne kadarda güzel, seni seviyorum demek
Bu cümleyi duymak…
Sevilmek sevmek,
Sevildiğini bilmek…
Dünya bir başkaydı artık.
Sevgi vardı, sevmek vardı.
Sevilmek vardı özgürce…

Ebemkuşağının altından geçmiştim sanki
Mutluluklar dolmuştu gönül bahçeme…
Artık bir başkaydı hayat.
Her gün, bir başka güzeldi.
Çiçekler bir başka açıyordu
Güneş daha aydınlıktı…
İnsanlar hep mutluydu bence
Ben öyle görüyordum, öyle bakıyordum.
Bir başkaydı, seninle doğan güneş.

Sonra, bulutlar çıktı gökyüzüne
Gölge yaptılar güneşime
Fırtınalar çıktı,
Rüzgârlar esti yüksek dağlardan
Toroslardan, Kaçkarlardan
Kasırgalar çıktı
Siyah bulutlar kapladı gökyüzünü
Aldı götürdüler seni benden
Üşüdüm, titredim günlerce…
Hiç bir ateş ısıtamadı senin ısıttığın kadar
Kayboldu ebemkuşağı
Bozuldu sihir…
Ve sen yoktun artık.

Bir yağmur başlamıştı seninle
Sel olmuştu sevgi
İlmek ilmek dokunmuştu gönlüme
En ince örgüleriyle…
Keşke kara bulutlar çıkmasaydı
Esmeseydi rüzgâr
Seni alıp götürmeseydi…

Kaçmıştı vapur.
Ve ben yapayalnız kalmıştım iskelede.
Ama bir şey vardı bana bıraktığın giderken
Hiç kaybolmayacak, yaşayacak gözlerimde
Artık bütün yüzlerde sen olacaksın.
Seni bulacağım bütün her yerde.
Her masada sen olacaksın
Her ebekuşağı çıktığında seni hatırlayacağım.
Bulutlarda, rüzgârlarda sen…
Yıldızlar senin ışığını sunacak
Ve ben şarkımızı söyleyeceğim hüzünle…
Ben iki kere ağladım...

Halil Aktaş
Kaynak. Şiir Severler

Bir Bakış

Bir bakışın manası, yoktur hiç bir lisanda
Bir bakış bazen şifa, bazen zehir olsa da

Bir bakış bir aşığa, neler anlatır neler
Bir bakış bir aşığı senelerce zedeler.

Bir bakış yüreklerde volkanlar oluşturur
Sönmüş yanardağları yeniden tutuşturur

Bir bakış yaralara merhem olur anında
Bir bakış zehir olur, döner durur kanında

Bir bakış yakar seni, sönmez bir ömür boyu
Alır uykularını, istersen gel de uyu.

Bir bakış âşık eder yürekleri hoplatır
Bir bakış aşığını yıllar boyu ağlatır

Halil Aktaş
Kaynak. Şiir Severler

Biliyormusun?

En zor olan nedir biliyor musun?
Kalabalıklar içinde yapayalnız,
Akan pınarlar içerisinde susuz ,
Bahçeler içerisinde çiçeksiz, gülsüz,
Sağlık ve sıhhatteyken güçsüz ve neşesiz,
Pırıl pırıl ayaz ve mis kokulu gecelerde uykusuz,
Bu kadar güzel doğada sensiz ve ümitsiz.
Kısaca güzelim, sevilirken sevgisiz kalmak.
Unutulmak, en zor olandır.
En zor olan...

Halil Aktaş
Kaynak. Şiir Severler

Bilir

Bu dünyanın cefasını,
Ancak cefa çeken bilir.
Darlık nedir yokluk nedir?
Bu hallere düşen bilir.

Sağlık nedir, sıhhat nedir?
Onu, hasta düşen bilir.
Gurbet elin çilesini,
Gurbet ele düşen bilir.

Beklemenin zorluğunu,
Bekleyenler bilebilir.
Hasret nedir, özlem nedir?
Onu ayrı kalan bilir.

Sevgi nedir, sevmek nedir?
Sevenle sevilen bilir.
Âşık olmak nasıl duygu?
Onu âşık olan bilir.

Halil Aktaş
Kaynak. Şiir Severler

Bilemem

Bahar hüzün ile başladı yine, yaz ayları nasıl olur bilemem.
Kader örmüş ağlarını durmuyor, yakalamış bırakmaz ki
gelemem
İyileşmez yaralarım merhemsiz, akar gider gözyaşımı
silemem
Batmış hüznün dikenleri çıkmıyor, acı çeker gülmek ister
gülemem

Halil Aktaş
Kaynak. Şiir Severler

Bilelim

Gelen gider, var mı dünyada kalan?
Dünya yalan değil, insanlar yalan.
Çalış ahret için, aklını kullan.
Ömür çabuk biter, bunu bilelim.

Dağlar aynı dağlar, sular aynı su.
Değişenler insanlardır, doğrusu.
Kişide olmalı ALLAH korkusu.
Korkmayanın sonu kötü bilelim.

Her gün ölüm yaklaşıyor yanına.
Bundan kurtuluş yok, bir düşünsene.
Beş vakit namaz kıl, sarıl Kur’an’a.
Onunla Cennet’e giriş bilelim.

Ömür asır olsa, yine bitecek.
Vade yetip gidiş, vakti gelecek.
Vakti dolan bil ki, O’na dönecek.
Mevla’mızın emri budur bilelim.

Yeme yetim hakkı, söyleme yalan.
İslam’da doğruluk esastır inan.
Azık koy çantana, zamanı kullan.
Yolun sonu bize yakın bilelim.

Bu yolun sonunda, iki yer vardır.
Cennet çok geniştir, cehennem dardır.
Cehennemin içi, ateştir nardır.
Cennete yol, ne taraftan bilelim.

Halil Aktaş
Kaynak. Şiir Severler
X