Osman Yüksel Serdengeçti etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Osman Yüksel Serdengeçti etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Yangın Var!

Yangın var, bağrım yanık, herkes şaka sanıyor,
Yanıyor avuçlarım bir kor gibi yanıyor.
Ya... Rabbim neydi bu hal, başa gelenler neydi?
Ya ben Cehennem'deyim, ya Cehennem bendeydi,
Denizlere atılsam deniz kurtarmaz beni,
Ufuklara uzansam ufuk da sarmaz beni.

Osman Yüksel Serdengeçti
Kaynak. Şiir Severler
Artık iş kalmadı yarenler bizde
Tökezliyor olduk yazıda düzde
Şairdik,hatiptik,yazardık sözde

Ekmeği yemeğe ağızda diş yok
Dedik ya efendim bizlerde iş yok

Sağ yanım titriyor,sol yanım tutmaz
Nabzım tekler durur,muntazam atmaz
Ayağım bir türlü ileri gitmez

Ağzım her an kuru,gözümde yaş yok
Artık bundan böyle bizlerde iş yok

Bir secdeye varsam başım dolanır
Ne yesem ne içsem,miğdem bulanır
Bütün dertler birbirine ulanır

Yuvamız da bomboş uçacak kuş yok
Hayra yorulacak hayal yok,düş yok

Yakını uzağı seçemez oldum
Bir ufak hendeği geçemez oldum
Bir bardak soğuk su içemez oldum

Tatlılarda bile lezzet yok,tat yok
Benim bu halime takacak ad yok

İki adım atsam durmaz düşerim
Eski hallerime şimdi şaşarım
Allah’ım ben böyle nasıl yaşarım

Kendimi kollayacak gövdede baş yok
Bağrıma basacak evlat yok,eş yok

Yaşıtlarım birer birer ölüyor
Yeşil yaprak kara toprak oluyor
Azrail de baş ucumda soluyor

Üstüme dikmeye ağaç yok,taş yok
Arkamdan vermeye yemek yok,aş yok...

Osman Yüksel Serdengeçti

Asri Aile

Nazik, komilfo; kibar; elegan; janti, ince
Hatıra bu gelmez mi asrilik denilince?
Dil, din farkı gözetmez; genç, ihtiyar her yaşta
Asrilik şartı gelir bunlar için en başta

Hepsi koket, hepsi şık, düzgün kıyafet kılık
Kadınları çaçaron, erkekleri kılıbık
Haftada dört beş gece gelirler bir araya
Kimi şebeğe dönmüş,kimi de maskaraya

Viski, kokteyi; likör, mezeler bol sadöviç
A dö tbl bakara, frap; poker; bezik; briç
Şen müzik divertisman kontuvarı eğlenceler
Sabah olurken biter olan sonsuz geceler

Her gece birkaç yüz papeli sökülüşler
Ayrılırken el sıkıp kırılıp dökülüşler
Hakikatı bilmeyen her halde gıpta eder
Ah ne yüksek yaşayış; ne mesut insanlar der

Asrilik ne demektir anlaması biraz zor
İç yüzünü öğrenmek istersen gel bana sor
Dikkatli bak görürsün ne kadar tersine iş
Uçuruma sürükler cemiyeti bu gidiş

Otuz yıldır gezerim mühiti adı adım
Her inkılap devrinde bir terakki ardım
Yazık ki rastlamadım çok gayret ettimse de
Bizdeki asriliği görmedim hiç kimsede

Bir hasbihal edelim ben sana alayım
Bu çok mühim yarayı deşeyim kanatayım
Biraz daha geçerse can evine girecek
Asrilik denen afet bünyeni kemirecek

O tertemiz varlığın çürüyüp kanayacak
Kangren olup çıban her yerini saracak
Asrilerde bulunmaz dostluk,vefa,müveddet
Yalandır,hep riyadır; samimiyet,muhabbet

İşit,fakat inanma o yıldızlı sözünü
Elinden gelse oyar birbirinin gözünü
Sahtedir,gösteriştir ocicili şeyler hep
Candan dosttur sandığın kalkar seni zemmeyler

Ne ahbaplık hissi var ne hak ve hukuk tanır
Ne kimseden sıkılı ne Allahtan utanır
Erkek adı donkişot,kadında yok ar haya
Namus; dinden bahseden burada kalır yaya

Lükstür tuvalettir onlardaki her iman
Mübalağa değildir bu saydıklarım inan
Saç,kaş,kirpik,göz,dudak,yanak hepsi denk
Altın rengi toz penbe beyaz kızıl kara renk
........................................................................

İsraf günahtır dersen katılır güle güle
Binlerce lira verir birkaç metrelik tüle
Saçlar kuaför ister,pamuk eller manikür
Vücuda masaj lazım ayaklara pedikür
.......................................................................

Aklın varsa sokulma,laç onlardan uzağa
Görünüşe aldırma tutulursun tuzağa
Asriliğe imrenir bakarken sağa sola
Hali vakti yerinde kimseler düşer ağa

Üşüşürler başına içki kumar boğarlar
Metelik kalmayınca art kapıdan kovarlar
Asri denen kibarın dolabı böyle döner
Lakin öbür tarafta birçok ocaklar söner
...................................................................

Asriler işte böyle yarı Türk yarı frenk
Kadınlar çaçaron kozmopolittir erkek
Bunlardan gelen nesil vatan millet tanır mı?
Müslümanlık kaygusu Türlük duygusu var mı?

.........................................................................

Oğlan hoppa, kız züppe,ana sürtük, baba kaz
Bundan daha asri aile olamaz
Asriliğin manası edep,irfan demektir
Bizdekine gelince düpedüz bo. yemektir

Osman Yüksel Serdengeçti
Kaynak.Antoloji.com

Ağıtlar

Yıllardır,yıllardır hayaller kurdum,
Seni anam gibi aradım durdum,
Ey benim sevgilim ,ey Anayurdum,
Nerde benim Oral- Altay dağlarım?
Akşam olur sabah olur ağlarım
Gövden bir yerde başın bir yerde,
Aramıza inmiş bir demir perde,
Söyle Turan sen nerdesin , ben nerde?
Nerde benim yaslı Tanrı dağlarım?
Akşam olur sabah olur ağlarım
Turan ellerinden haber gelmiyor,
Yarabbi derdimi kimse bilmiyor ,
Dört asırdır Türkün yüzü gülmüyor,
Akşam olur sabah olur ağlarım
Nerde benim Oral- Altay dağlarım?
Koskoca bir alem göçmüş yıkılmış,
Türbelerin , camilerin yakılmış,
Meydanlara kara putlar dikilmiş,
Buhara der, Semerkant der ağlarım
Nerde benim Oral- Altay dağlarım
Kimlere söylesem bilmem derdimi,
Acaba dünya böyle zulüm gördü mü,
Bozkurt gitmiş ayı basmış yurdumu,
Bozkurtum der özyurdum der ağlarım
Nerde benim yaslı Tanrı dağlarım?
Sen ey Hazar ,engin Hazar,Türk Hazar,
Söyle bana boylarında kimler gezer?..
Kafir moskof yine mezar mı kazar?
Seyhun gibi, Ceyhun gibi çağlarım,
Nerede benim Oral-Altay dağlarım?..
Moskof bayrağını çekmiş gemiler,
Yol alırken dalgaların iniler,
Her gelen haber de derdim yeniler
Nerde benim Oral- Altay dağlarım
Akşam olur sabah olur ağlarım
Vatanlar,vatanlar,esir vatanlar,
Ey yüreği vatan için atarlar,
Toplanın elleri silah tutanlar,
Kıyam etsin ölülerim,sağlarım,
Nerede benim yaslı tanrı dağlarım?..
Esen yellere bak sevda yelidir,
Açan güllere bak bayrak alıdır,
Senden ayrı düşen gönül delidir,
Nerede benim Oral-Altay dağlarım
Akşam olur sabah olur ağlarım
Duman olur dağlarına ağsam mı?
Yağmur olup dağlarına yağsa mı?
Yıldız olup göklerine doğsam mı?
Ah çeker de yaşın yaşın ağlarım
Nerede benim Oral-Altay dağlarım
Doğmuyor,doğmuyor aylar,yıldızlar
Çalmıyor kırılmış kopuzlar,sazlar
Karalar bağlamış gelinler,kızlar
Akşam olur sabah olur ağlarım
Nerede benim yaslı Tanrı dağlarım
Allah Allah diyen ezanlar nerede?
Efeler,yiğitler,kızanlar nerede?
Taşkentler,Kırımlar,kazanlar nerede?
Nerede benim Oral-Altay dağlarım?
Akşam olur sabah olur ağlarım
Artık Dede Korkut öğüt vermiyor
Gültekinden bildirgeler gelmiyor
Ne söylesem olmuyor, ah olmuyor
Nerede benim Oral-Altay dağlarım?
Akşam olur sabah olur ağlarım
Sürüler dağılmış,yaylamaz olmuş
Irmaklar kurumuş,çağlamaz olmuş
Ozanlar,Şamanlar söylemez olmuş
Nerede benim Oral-Altay dağlarım?
Akşam olur sabah olur ağlarım
Mağripten maşriki soranlar hani?
Çini,Viyana’yı soranlar hani?
Üç kıtada dimdik duranlar hani?
Nerede benim Oral-Altay dağlarım?
Akşam olur sabah olur ağlarım
Geçmiş günler birer hayal oldular,
Bedr-i tam idiler,Hilal oldular,
Dün cevapken bugün sual oldular,
Nerede benim Oral-Altay dağlarım?
Akşam olur sabah olur ağlarım
Kınaman dostlarım gözümde yaş var,
Şu kara bağrımda bir kara taş var,
Tam elli iki milyon esir gardaş var,
Nerde benim yaslı Tanrı dağlarım
Akşam olur sabah olur ağlarım

Osman Yüksel Serdengeçti

Ayasofya

Ey İslam'ın nuru, Türklüğün gururu Ayasofya!
Şerefelerinde fethin, Fatih'in şerefi,
Işıl ışıl yanan muhteşem mabet!...
Neden böyle bomboş, neden böyle bir hoşsun?

Hani minarelerinden göklere yükselen,
Ta maveradan gelen ezanlar?...
Hani o ilahi devir, ilahi nizamlar?...

Ayasofya ses vermiyor,
Ayasofya bir hoş,
Ayasofya bomboş!...

Hani nerede?
Şu muhteşem minberde,
Binlerce erin baş koyduğu şu temiz yerde,
Şimdi hangi kirli ayaklar dolaşıyor?...

Ayasofya! Ayasofya!...Seni bu hale koyan kim?
Seni çırılçıplak soyan kim?!...

Hani nerede?
Gönüllerden kubbelere,
Kubbelerden gönüllere
Gürül gürül akan Kur'an sesleri?...
Kur'an sesleri dindirilmiş,
Müslümanlar sindirilmiş!...
Allah-Muhammed-Hülafa-i raşidinin
İsimleri kubbelerden yerlere indirilmiş!...

Fethin, Fatih'in mabedinden kitab-ı mübini,
Bu ulu dini kaldıran kim?
Dinimize, imanımıza saldıran kim?
Mabedimin göğsüne uzanan namahrem eli,
Kimin elidir?!...
Söyle Ayasofya, söyle.
Seni puthane yapan hangi delidir?!...

Elleri kurusun, dilleri kurusun!
Ayasofya! Ayasofya! Seni bu hale koyan kim?
Seni çırılçıplak soyan kim?!...

Ayasofya,
Ey muhteşem mabet;
Gel etme,
Bizi terketme!...
Bizler, Fatih'in torunları, yakında putları devirip,
Yine seni camiye çevireceğiz...

Dindaşlarımızla,
Kanlı göz yaşlarımızla,
Abdest alarak secdelere kapanacağız,
Tekbir ve tehlil sadalarıboş kubbelerini yeniden dolduracak
İkinci bir fetih olacak,
Ezanlar bu fethin ilanını,
Ozanlar destanını yazacaklar...

Putperest Roma'ya yeni bir mezar kazacaklar, sessiz ve öksüz minarelerinden yükselen ezan sesleri fezaları yeniden inletecek! Şerefelerin yine Allah'ın ve O'nun sevgili peygamberi Hz. Muhammed'in aşkına, şerefine ışıl ışıl yanacak; bütün cihan Fatih Sultan Mehmed Han dirildi sanacak!...

Bu olacak Ayasofya,
Bu muhakkak olacak...
İkinci bir fetih, yine bir ba'sü ba'delmevt...
Bugünler belki yarın, belki yarından da yakındır,
Ayasofya, belki yarından da yakın!...

Osman Yüksel Serdengeçti
Kaynak.Antoloji.com
X