Dedem Bana Anlatırdı Bir Zaman

Dedem bana anlatırdı bir zaman
Eskiden fakiri korurlar imiş
Sorup soruşturup arayıp bulup
Gizlice sadaka verirler imiş

Komşunun komşuda hakkı var diye
Her gün bir kaç kere söylerler imiş.
Komşudan komşuya sıcacık aşlar,
Birbirine ikram ederler imiş.

Ev yapana herkes gider çalışır
Birbirinden para almazlar imiş.
Komşuya ücretle çalışılınca
O yörede onlar ayıplanırmış.

Kimse sevmez imiş yalan dolanı
Hele hele kullara kul olanı
Dürüstlüğü övdürürmüş insanı
Para pulsa son sırayı alırmış.

Fakire yardımı sadece yapan
Bir de o yardımı alan bilirmiş.
Herkes verdiğini gizli verirmiş
Desinlere kimse kalkışmaz imiş.

Doğruluk dürüstlük ararlar özde
Herkes durur imiş verdiği sözde
Kıskançlık hasetlik bilmezmiş kimse
Herkes durumuna şükreder imiş.

Çoğu bulamazmış kuru ekmeği
Günde bir kez olsun sıcak yemeği
Çok bu yurda dedelerin emeği
Cepheden cepheye koşarlar imiş.

Kendileri açken devlete vergi
Tahsildar gelince verirler imiş.
Ayakta çarık yok yalın ayak kış
Düşmanın peşinde koşarlar imiş.

Bulamazmış herkes ekmeği aşı
Böyle kazanmışlar büyük savaşı
Fatma nine, er, erbaşı, çavuşu
Allah, Allah deyip vururlar imiş.

Yirmi iki günü düşman peşinde
Durup dinlenmeden koşmuşlar imiş.
Azımla, gayretle zalim Yunanı
İzmir’den denize dökmüşler imiş.

Karış karış gezdi onlar bu yurdu
Siper etti göğsün yurdu korudu
Ne sefaletlerle savaştı durdu
O dedeler meğer ne cevher imiş.

Bu vatanı onlar, bıraktı bize,
Gelin hep verelim omuz omuza
Düşmanlar sızmışlar hep içimize
Onlar buna fırsat vermezler imiş.

Bu vatanı bize bıraktı onlar
Bak neler yapıyor bazı torunlar
Düşmanla el ele vererek şimdi
Kahrolsun Türkiye bağırıyorlar.

Bu vatan bizimdir sahip çıkalım
Dost kim düşman kimdir onu bilelim
Geçmişe bakalım ibret alalım
Düşmanlara yem olmasın bu vatan.

Vatan benim canım devlet bizimdir
Canımdır Türkiye’m iki gözümdür
Dinim İslam Türklük ise özümdür
Düşmanlara yer olamaz bu vatan.

Dedem derdi üç şey için ölmeli
Vatan, namus ve din, bunu bilmeli
Bu duygular her yiğitte olmalı
O yiğide emanettir bu vatan.

Halil Aktaş
Kaynak. Şiir Severler

Darılmadım

Ömrüm gurbet elde geçti
Kaderime darılmadım
Bu dünyada çokça cefa
Çektim ama darılmadım

Çalışarak geçti ömrüm
Tembelliğe sarılmadım
Herkesi bir başka sevdim
Ben sevmekten yorulmadım

Doğruluğa gönül verdim
Şer mecliste bulunmadım
Çağdışısın diyen oldu
Onlara da darılmadım

Yaşlılardır danışmanım
Gençler ise göz bebeğim
Çocukları çok severim
Ben sevmekten yorulmadım

Halil Aktaş
Kaynak. Şiir Severler

Çıkar İçin

Ne günlere geldik Yarab!
Her şey oldu çıkar için.
Biliriz ki sonuç turab
Neden her şey çıkar için?

Okumak ve ilim yapmak,
Yapmacık sevgiyle bakmak,
Bazen de kalem oynatmak,
Her şey şimdi çıkar için.

Dostça atılan adımlar,
Hatta yapılan yardımlar,
Şimdiki yalan dolanlar,
Değil midir çıkar için.

Herkes bir yere oynuyor,
Nice dümenler dönüyor,
Birçoğu hatır sayıyor,
İnan şimdi çıkar için.

Kimisi vekil oluyor,
Gidip meclise doluyor,
Sonra bizleri yoluyor,
Şimdi her şey çıkar için.

Kimisi koşuyor nama,
Sevgi saçar ona buna,
Kimi meyletmiş İslam’a,
Gerçek değil çıkar için.

İnsanlar gerçekçi olsa,
Çıkar son planda kalsa,
Herkes birbirini sevse,
Sevse saysa Allah için.

Halil Aktaş
Kaynak. Şiir Severler

Çeşme

Buz gibi suyu var akar durmadan
Gece ve gündüzün hiç yorulmadan
Gelenler geçmiyor senden içmeden
Elin açık senin herkese çeşme

Gelenler içiyor hep kana kana
Dua ediyorlar seni yapana
Genç kızlar gelinler âşıktır sana
Nöbet bekliyorlar başında çeşme

Genç kızların sensin haber merkezi
Seninle başlıyor sevdanın sesi
Sevdiğinden alır haberin hası
Seni çok seviyor genç kızlar çeşme

Bir zamanlar seni ne çok severdim
Ben de sevgilime haber ederdim
Hep senin yanından gelip geçerdim
Sevdiğimi orda görürdüm çeşme

Şimdi de her eve aldılar suyu
Yine değişmedi çeşmenin huyu
Cömertçe veriyor gelene suyu
Yine küskün değil bizlere çeşme

Klorsuzdur suyu saf ve buz gibi
Müşterisi yine eskisi gibi
Halil Aktaş der ki yoktur sen gibi
Evimde aksa da dereler çeşme

Halil Aktaş
Kaynak.

Can Kırıkları

Güneşli bir eylül günü
Karadeniz'i seyrediyorum
Deniz hüzünlü
Ben hüzünlü,
Martılar neşesiz,
Dalgalar sessiz sedasız
Yalıyor kıyıları.

Masamda güzelim Rize çayım.
Ben mutsuz ve umutsuz
Kalbim kırık neşesiz.
Yüreğimde cam kırıkları…
Kaybolan bütün düşler.
Acı bir gerçek,
Ben artık yaşamaya alışacağım
Sensiz, neşesiz, mutsuz.
Masamda Rize çayım,
Bense tatsız… Tursuz…

Halil Aktaş
Kaynak.

Bugün 25 Ocak


Hayatımın en acı günü
Yüreklerin yandığı,
Gözlerden yaşların boşaldığı,
Trabzon’un ağlayarak Zigana’ya aktığı,
Türkiye’nin yasa boğulduğu gün.
Bugün 25 Ocak.
Gönlü sevgi dolu insanların
Dostlukta sevgide zirve yapanların,
Yürekleri doğa için ve dostluklar için atanların
Zigana’da hayata veda ettiği gün

Bugün 25 Ocak
Yasemin Aktaş (KaRaYeL)
Hüseyin Karaosmanoğlu, Özlem Timurcioğlu
H.Ali İsaoglu, Gülhanım Piyale
Dursun İnan, Burçak Sevim
Hüsniye Sarıbıyık, Erhan Terzi Ve Davut Akdeniz’i
Zigana’nın bizden aldığı gün.

Bugün 25 Ocak
Her zaman soğuk ve buz olan karın
Ateş olup yürekleri yaktığı,
Gözyaşlarımızın dere olup aktığı,
kalplerimizin hüzünle attığı,
Gönlümüzü alevlerin sardığı, gün

Bugün 25 Ocak
Poyrazın Karayel’i aldığı
Çiğ haberinin yürekleri yaktığı
Ellerin kürek olup karı deldiği
Zigana’nın, doğa âşıklarını yuttuğu gün

Bugün 25 Ocak
Trabzon’un yasa boğulduğu,
Türkiye’nin hüzünlendiği,
Bütün dünyanın haber geçtiği,
Kısaca, bu gün kelimelerin bittiği gün

Halil Aktaş
Kaynak.

Ağzımı Dikseler

Tel tel ve iplik iplik dikseler de ağzımı;
Tek ses duysalar; Allah... Yoklayanlar nabzımı.

1973

Necip Fazıl Kısakürek
Kaynak.

Ağlayan Çocuklar

Kafesli evlerde ağlar çocuklar,
Odalarda akşam olurken henüz.
O zaman gözümün önünde parlar,
Buruşuk buruşuk, ağlayan bir yüz.

Ne vakit karanlık kaplasa yeri,
Başlar çocukların büyük kederi;
Bakınır, korkuyla dolu gözleri:
Ya artık bir daha olmazsa gündüz?

Gittikçe kesilir derken sedalar,
Gece; bir siyah el gözümü bağlar;
Duyarım, içime sığınmış, ağlar,
Bir ufacık çocuk, bir küçük öksüz...

1924

Necip Fazıl Kısakürek
Kaynak.

Akıl

Akıl akıl olsaydı adı gönül olurdu
Gönül gönlü bulsaydı bozkırlar gül olurdu..


Necip Fazıl Kısakürek
Kaynak.

Bu Şehir

Bugün yine ağır geldi bana bu şehir.
Taşıyamadım.
Sen vardın her yerde.
Baktığım her noktada seni gördüm.
Gamzelerin, gülüşün, saçların bir başkaydı.
Düğümlenmişti boğazım yine...
Maziye gittim,
O güzel günlere… Seninle yürüdüğümüz her yere,
O günleri hatırladım.
Bir başka hüzünlü bu şehir bugün…
Bütün binalar üzerime geliyor.
Eziliyorum…
Oysa ne güzeldi eskiden. Bu şehir, bu kaldırımlar…
Çünkü sen vardın yanımda.
Çiçekler bir başka güzeldi. Sanki gülüyordu bütün insanlar.
Bugünse hüzünlü, duygu yüklü her yürek…
Gülmüyor yüzler sanki
Yürümek istiyorum hiç arkama bakmadan,
Geriye dönüşü olmayan bir yolda.
İki yanında gelincik çiçekleri, boynu bükük…
Dönmek istemediğimi biliyorlar sanki
Oysaki gelincik çiçekleri başka benim için.
Vazgeçilmezim onlar…
Neden boğazım düğüm düğüm?
Neden güneş bu kadar solgun bu akşam?
94
Bir hüzün var batışında güneşin.
Yıldızlarda sönük ve ışıksız
Ve ben umutsuz ve mutsuz
Yürüyorum boşlukta.
Sen yoksun ve olmayacaksın.
Biliyorum…
Hatıraların yaşayacak bu şehirde hep...
Ben hep seni göreceğim baktığım her yerde.
Bu düğüm, boğazımda olacak.
Bu hüzün gözlerimde...
Ve sen hep var olacaksın bu kalbimde.
Elinde gelincik çiçekleri,
Gülen yüzün, gamzelerin ve dalgalanan saçların
Ve arkanda kocaman bir hüzün…

Halil Aktaş
Kaynak. Şiir Severler

Aşkın Yeni Tanımı

Aşkın Yeni Tanımı

Ağıt

Yıllardır, yıllardır hayaller kurdum,
Seni anam gibi aradım durdum,
Ey benim sevgilim, ey Ana yurdum,
Nerde benim Ural-Altay dağlarım?
Akşam olur sabah olur ağlarım.
Gövden bir yerde başın bir yerde,
Aramıza inmiş bir demir perde,
Söyle Turan sen nerdesin, ben nerde?
Nerde benim yaslı Tanrı dağlarım?
Akşam olur sabah olur ağlarım
Turan ellerinden haber gelmiyor,
Yarabbi derdimi kimse bilmiyor,
Dört asırdır Türk'ün yüzü gülmüyor,
Akşam olur sabah olur ağlarım.
Nerde benim Ural-Altay dağlarım?
Koskoca bir alem göçmüş yıkılmış,
Türbelerin, camilerin yakılmış,
Meydanlara kara putlar dikilmiş,
Buhara der, Semerkant der ağlarım
Nerde benim Ural-Altay dağlarım
Kimlere söylesem bilmem derdimi,
Acaba dünya böyle zulüm gördü mü,
Bozkurt gitmiş ayı basmış yurdumu,
Bozkurt'um der öz yurdum der ağlarım
Nerde benim yaslı Tanrı dağlarım?
Sen ey Hazar, engin Hazar, Türk Hazar,
Söyle bana boylarında kimler gezer? ..
Kafir moskof yine mezar mı kazar?
Seyhun gibi, Ceyhun gibi çağlarım,
Nerede benim Ural-Altay dağlarım? ..
Moskof bayrağını çekmiş gemiler,
Yol alırken dalgaların iniler,
Her gelen haberde derdim yeniler
Nerde benim Ural-Altay dağlarım
Akşam olur sabah olur ağlarım.
Vatanlar, vatanlar, esir vatanlar,
Ey yüreği vatan için atanlar,
Toplanın elleri silah tutanlar,
Kıyam etsin ölülerim, sağlarım,
Nerede benim yaslı Tanrı dağlarım? ..
Esen yellere bak sevda yelidir,
Açan güllere bak bayrak alıdır,
Senden ayrı düşen gönül delidir,
Nerede benim Ural-Altay dağlarım
Akşam olur sabah olur ağlarım.
Duman olur dağlarına ağsam mı?
Yağmur olup dağlarına yağsam mı?
Yıldız olup göklerine doğsam mı?
Ah çeker de yaşın yaşın ağlarım
Nerede benim Ural-Altay dağlarım
Doğmuyor, doğmuyor aylar, yıldızlar
Çalmıyor kırılmış kopuzlar, sazlar
Karalar bağlamış gelinler, kızlar
Akşam olur sabah olur ağlarım
Nerede benim yaslı Tanrı dağlarım?
Allah Allah diyen ezanlar nerede?
Efeler, yiğitler, kızanlar nerede?
Taşkentler, Kırımlar, Kazanlar nerede?
Nerede benim Ural-Altay dağlarım?
Akşam olur sabah olur ağlarım.
Artık Dede Korkut öğüt vermiyor
Gültekin'den bildirgeler gelmiyor
Ne söylesem olmuyor, ah olmuyor
Nerede benim Ural-Altay dağlarım?
Akşam olur sabah olur ağlarım.
Sürüler dağılmış, yaylamaz olmuş
Irmaklar kurumuş, çağlamaz olmuş
Ozanlar, Şamanlar söylemez olmuş
Nerede benim Ural-Altay dağlarım?
Akşam olur sabah olur ağlarım.
Mağripten maşriki soranlar hani?
Çin'i, Viyana’yı saranlar hani?
Üç kıtada dimdik duranlar hani?
Nerede benim Ural-Altay dağlarım?
Akşam olur sabah olur ağlarım.
Geçmiş günler birer hayâl oldular,
Bedr-i tam idiler, Hilal oldular,
Dün cevapken bugün sual oldular,
Nerede benim Ural-Altay dağlarım?
Akşam olur sabah olur ağlarım.
Kınaman dostlarım gözümde yaş var,
Şu kara bağrımda bir kara taş var,
Tam elli iki milyon esir gardaş var,
Nerde benim yaslı Tanrı dağlarım?
Akşam olur sabah olur ağlarım.

Osman Yüksel Serdengeçti

Türklüğün İlahisi

Şol asya'nin irmaklari
Akar türklük deyu deyu
Ol mübarek topraklari
Kokar türklük deyu deyu
...
Burçlarinda sancaklar
Hür göklerini kucaklar
Daima tüter ocaklar
Tüter türklük deyu deyu
...
Şahin yuvasi belleri
Şehid kanindan gülleri
Cuşa gelmiş bülbülleri
Öter türklük deyu deyu
...
Kirilsin artik halkalar
Vurulsun leşte kargalar
Bahr-i hazarda dalgalar
Atar türklük deyu deyu
...
Yabancilarda yurdumuz
Devasiz kaldi derdimiz
Altaylarda bozkurdumuz
Gezer türklük deyu deyu...
Serdengeçti

Osman Yüksel Serdengeçti
Kaynak.

Hz.Mevlanadan Sözler

Hz.Mevlanadan Sözler

Bu Gün Benim Doğum Günüm

Biraz daha yaşlandım bugün
Düştü çınardan bir yaprak daha
Olgunlukta bir adım daha atarken
Sevdiklerimle olmaktan mutluluk duydum
Bana değer verenler karşısında, duygulandım
Hatırlanmak, sevilmek güzel bir duygu
Gözyaşlarımı tutamadım
Çünkü güzel dostlar kazandım
Bunlar, mutluluk gözyaşlarım.

Bir yaprak daha düştü çınardan
Biraz daha yaşlandım bugün
Dönüp geriye baktığımda
Kaybettiğim sevdiklerimi hatırladım
Kimleri kaybettim, ne canlara ağladım
Ne güzel günler paylaşmıştık
Hatırladım, duygulandım,
Yine süzüldü gözyaşlarım, tutamadım ağladım
Üzüldü gönlüm, burkuldu yüreğim, süzüldü gözyaşlarım.

Bugün biraz daha yaşlandım.
Başımı ellerim arasına aldım, düşündüm.
Ömrümce aldığım yollar dizildi sıraya yaşadıklarım.
Kırdım mı, kırıldım mı, hesabımı çıkardım.
Terazi benden yana olmasına sevindim.
Üzüldüm üzdüğüme, kırdığıma kırıldım.

Biraz daha yaşlandım bugün
Bir yaprak daha düştü çınardan
Sevgi dedim ömrümce.
Seveceğim gönlümce, ömrümün yettiğince
Sevenleri, sevmeyenleri
Ahirette suali yok sevginin, hesabı kitabı yok.

Biraz daha yaşlandım bugün
Ama mutluyum, çünkü ben seviyorum
Hayatın en güzeli mutlu olmak değil mi?
Ben sizleri sevdim.

Mutluyum şimdi…

Halil Aktaş
Kaynak.

Sevmek ve Sevilmek Gibi Tat Var mı ki Başka

Geçmişte gömülmüş ne de çok hatıralar var.
Bir sevgili mes'ut ise bir başkası ağlar,

Bir eski gönül yaresi sızlar da derinden,
Bir ok yeniden kalbi vurur dertli yerinden,

Bir damla şaraba, bir içim suya kanılmaz,
Bir tatlı güne ertesi gün pek inanılmaz,

Madem ki hayalın yolu er geç bitecektir,
Her sevgili varlık kara toprağa gidecektir,

Öyleyse neden bin bir üzüntüyle yanarsın?
Bir hişuranın zevkini özlemle anarsın?

Günler değil, aylar boyu, yıllar boyu olsa,
Bir sevgiye insan doyamaz, ömrü de dolsa.

Ver kendini, koy ver yine taptaze bir aşka!
Sevmek ve sevilmek gibi tat var mı ki başka?

Osman Yüksel Serdengeçti
Kaynak. Şiir Severler

Sevgiliye

Gözlerim yaşlı da dudağım kuru,
Sen attın içime ateşi koru,
Ya Rabbi, Ya rabbi sen beni koru,
Yoksa yanım yanım kül olacağım

Osman Yüksel Serdengeçti
Kaynak.

Mektup 1

Dilimin ve kalemimin ucundasin,
Fakat kalbimin icinde,

Su tukenen yillara sor, gecelere
gunduzlere sor: kiminleyim ben?

Hic sizin semtinizde vefa ruzgari esmez mi?
Daglara seslendim, onlar bile ses verdi de
Sen neden susuyorsun...

Sen ses ver de senin semtinden esecek vefa
ve ask ruzgarlarina bagrimi acayim..
cigerlerime cekeyim...
'Beni ne yapacaksin' deme
'Benim yuzumden ne hale gelmissin' de!

Yollarda ayak izlerini gordum,
Bu izlere yuzlerimi surdum.
Evet, buralardan gecen sensin!..
Yollardan gectigin gibi benden de mi gececeksin?..
Yollardaki izlerini baska izler bozar siler...
Fakat kalbimde biraktigin izler ebedidir, bozulmaz, silinmez...

Seni dusune dusune dusume giriyorsun
Onun icin ben, gunduzlerden cok geceleri sever oldum
Senin olmadigin yerde gunes yok bana
Ates yok bana..Hayat yok bana...

Muhacir kuslar sicak iklimlere goctuler
Demek ki goc zamani..benim kusumsa
'ask' denilen kafeste cirpinip dudu.

Seninle olduktan sonra her sey sicaktir bana
Son bahar bile ilk bahar gibidir.
Bir baktin canimi yaktin
Bir daha bak ki , kul olayim, savrulayim...

Bu bayram da sensiz gecti.Seninle her gun bayram bana
Sen olmayinca bayramdan ne haber?

Is bildigin gibi degil.Bilmedigin gibi...
Sen kendine bakma, bana bak..neler oluyor o zaman anlarsin

Oldugum zaman mezarima gel
De ki ' bu adam benden neler cekti
Ey toprak, boyle bir dertliyi sen nasil cekiyorsun...'

Osman Yüksel Serdengeçti
Kaynak. Şiir Severler

İmparatorluğa Mersiye

Bin yıl oldu toprağına basalı
Hayli oldu kılıçları asalı,
Bülbüllerin onun için tasalı,

Sazlar kırık,ayar tutmaz telleri,
Biz neyledik o koskoca elleri?..

Yol görünür,hakan emir verirdi,
Dalga dalga ordularım yürürdü,
Hamlemizden dağlar taşlar erirdi,

Dolu dizgin aştık nice belleri,
Biz neyledik o koskoca elleri?..

Yıldız doğar,talihimiz belirir,
Sabah olur,ulufeler verilir,
Bir seferde dört krallık serilir,

Al al ettik,kara kara tülleri,
Biz neyledik o koskoca elleri?..

Ferman çıkar,dal kılıçlar takınır,
Meydanlarda Rabbe dua okunur,
Gölgemizden bütün cihan sakınır,

Andırırdık coşkun akan selleri,
Biz neyledik o koskoca elleri?..

Kosovalar,Plevneler bizsizdir,
Yosun tutmuş camilerim ıssızdır,
Boynu bükük minareler öksüzdür,

Açmaz olmuş Kızanlığın gülleri,
Biz neyledik o koskoca elleri?..

Hali görür,geleceği sezerdik,
Bir zamanlar ta Vistül’de gezerdik.
Haritayı biz kendimiz çizerdik,

Fetheyledik deryaları,çölleri,
Biz neyledik o koskoca elleri?..

Rodopların ak başları yaslıdır,
Serdengeçti gönül,artık usludur,
Rüzgarları bile matem seslidir,

Zafer,zafer der,eserdi yelleri,
Biz neyledik o koskoca elleri?..

Osman Yüksel Serdengeçti
Kaynak. Şiir Severler

Bu Gün

Biliyor musun can;
Bugün bu saatlerdi.
Kapatmıştın gönül kapılarını bana,
Bense kilit vurmuştum sevgime,
Gömmüştüm yüreğime
Gözyaşlarımla.

Oysa dün başkaydın
En güzel elbiseni giymiştin.
Senin için demiştin bana,
Hatırlıyor musun?

Neler değişmişti ki, bir gecede?
Sorgulamadım, hakkım yoktu buna.
Sakladım, çok derinlerde sevgimi.
Kırılsa da akvaryum,
Çatlasa da fanus,
Parçalansa da yürek…
Gömülmeliydi.
Gömdüm...

Ufukta yeni gemi varsa
Yaklaşmalıydı limana.
Demir almalıydım limandan.
Gelmişti zaman
Dolmuştu müddet
Yağmıştı nisan yağmurları.
Silmişti geçmişi senden.
Bende ise yaralar açarak derinden
Gözyaşlarına dönmüştü.

Ayrıldım limandan meçhule doğru.
Rotasız… Hedefsiz
Sürüklesin dalgalar
Hangi kıyıya çarparsa çarpsın.
Hiç önemi yok.

Dalgalar yükseldi
Kasırgalar esti yüreğimde
Ne tusunamiler geldi geçti.
Üşüdüm, kızgın çöl sıcağında.
Titredim…
Sıtmalar nöbetleri tuttu her gece
Ve hayat devam etti.
Sarsıntılarla…

Şimdi uçsuz bucaksız bir sahrada,
Güneşin batışını seyretmekteyim.
Ve biliyor musun?
Ben nisan yağmurlarını,
Hiç ama hiç sevmiyorum.
“Bir aşk öyküsüne”

Halil Aktaş
Kaynak. Şiir Severler

Bitiş

Bir hayaldi içimde, sana doyasıya sarılmak.
Bir bitişti,
Sana başkası sarılırken kenardan bakmak.
İmkânsızdı senin sevgini söküp atmak
En güzeli,
Kalbime gömüp bir ömür boyu onla yaşamak.

Halil Aktaş
Kaynak. Şiir Severler

Hazreti Mevlana'yı Ziyaret

Erenlerde uyku olmaz,
Uyan pirim, uyan gayrı! ..
Bak, içime girdi korku,
Uyan pirim, uyan gayrı! ..

Yürekten bir çekerek ah,
Gezdi bu can dergâh dergâh
Korkum nedir bilir Allah,
Uyan pirim, uyan gayrı! ..

Öz şîrine kana kana,
Aşk oduyla yana yana,
Mecnun gibi koştum sana,
Uyan pirim, uyan gayrı! ..

Konduğum yer Konya hanı,

Aşıkların öz vatanı,
Ey gönlümün ilk sultanı,
Aç gözünü, uyan gayrı! ..

Durup hakkın divanına,
Katıldım aşk kervanına,
Kerem kılıp hayranına,
Uyan pîrim, uyan gayrı...

Söyle aşık yanık yanık,
Yeşil Türbe olsun tanık,
Madde uyur, ruh uyanık,
Uyan pîrim, uyan gayrı! ..

Yağdırdılar durmadan ok,
Delik deşik oldu bağrım! ..
Yüz sürünce dergâhına;
Dindi -şükür- dinmez ağrım! ..

Osman Yüksel Serdengeçti
Kaynak. Şiir Severler

Bulamazsın

Bir kere inkâra düstün mü yavrum,
Kendini aşmaya yol bulamazsın.
Vehimler şüpheler bozar ruhunu,
Seni kaldıracak el bulamazsın...

Elbet dünya döner, bizde döneriz,
Bir müddet parıldar sonra söneriz...
Yükseklerden enginlere ineriz
Halinden anlayan dil bulamazsın.

Ömür akar gider yokluk gölüne
İnsanoğlu dümüş serap çölüne
Hayat benzer bir gecelik geline
Kendin gibi akan sel bulamazsın

Ektiğin tohumlar bir türlü bitmez
Müşkülü yenmeye bir ömür yetmez
Kuş olsan uçsan da yine kâr etmez
Arasan konacak dal bulamazsın...

Osman Yüksel SerdengeçtiKaynak. Şiir Severler

Bu Zamanın Elinde

Akan su bulanıksa akar akar durulur
İki bacak bir çekmez olur yorulur
Ecel bir samyeli gibi eser hepsini alır
Ne sevilen bir sevgili ne seven yürek kalır
Herşey birgün hatıradır yaşıyanlar dilinde
Herşey erir erimeyen bu zamanın elinde

Osman Yüksel Serdengeçti
Kaynak. Şiir Severler

Birisi

Sanma ki bu devran hep böyle gider
Senin de canını yakar birisi
İçim volkan oldu yandı tutuştu
Sana da bir darbe atar birisi

Sevgimin ahını alana kalmaz
Gözlerimin yaşı neden kurumaz
Birçok sevgilere karşılık olmaz
Senin de boynunu büker birisi

İmkânsızlık denen yolun sonunda
Yürüsen de kimse olmaz yanında
Bir kara sevdanın ateş anında
Senin de içini yakar birisi...

Halil Aktaş
Kaynak. Şiir Severler

Bir Vadi Düşlüyorum

Bir vadi düşlüyorum rengârenk çiçeklerle süslü.
Çayırlar arasında gelincik çiçekleri.
Pedalizalar dolaşıyor çiçeklerde.
Kırmızıya boyamış her tarafı gelincik çiçekleri.
Sarı, kırmızı, beyaz kelebekler uçuşuyor.
Papatyalar gülümsüyor bütün beyazlığıyla.
Arılar bal topluyor çiçeklerinden.
Çocuklar taç yapıyor başlarına.
Akarsular iniyor vadiyi çevreleyen dağların yamacından.
Cıvıl cıvıl ötüyor kuşlar,
Hepsi bize hizmet için yarışıyor adeta.
Kuşlar şarkımızı söylüyor,
Papatyalar bizim için arılara bal sunuyor,
Gelincikler gönlümüze ışık tutuyor,
Pedalizalar ruhumuzu okşuyor,
Akarsular şarkı söylüyor kulaklarımıza.
Sadece sen ve ben varız bu vadide,
El ele koşuyoruz çiçekler arasında.
Ne kadar güzel seninle olmak,
Ben seninle bu vadide çok mutluyum.
Tarifi imkânsız bir mutluluk bu...
Hayal de olsa çok güzeldir,
Mutluluklar.

Gerçeğim ise;
Mevsimlerin olmadığı bir vadideyim.
Sular ve ırmaklar akmaz yamaçlarında,
Kumlarla örtülüdür her taraf benim vadimde.
Yamaçları kayalıklarla dolu taşları bile siyah.
Güneş yakıyor kavururcasına,
Gelincikler olmaz bu susuz sahrada,
Pedalizalar uçuşmaz çiçekler olmadan.
Papatyalar küstü mü bu sahraya?
Nerede bütün çiçekler?
Burada arılar da bal bulamıyor.
Kuşlar da çok az şarkı söyler burada.
İşte benim gerçek Vadi'm.
Ben bu vadide yaşıyorum.

Halil Aktaş
Kaynak. Şiir Severler

Bir Cihan Görürdüm O Gözde O Kaşta

Gözleri yemyeşil bir kız tanırdım
Sevginin sınırı olmaz sanırdım
O altın saçlarda o güzel başta
Bir cihan görürdüm o gözde,kaşta

Kader sevgilimi aldı eşinden
Ben bir yetim gibi kaldım peşinden
Aşkı bitmez sandım tükenmez sandım
Sevgiye doymadan acıya kandım

Yıllardır ömrüme acılar katık
Ya...rabbim bir son ver çileme artık
Kopda gel dilede büyük Tanrıdan
Komasın kimseyi uzak yarinden

Osman Yüksel Serdengeçti
Kaynak. Şiir Severler

Ben Ufkun Çocuğuyum

Ufuk uçsuz bucaksız gerilmiş bir kanattır.
Nazar dokunuverir onun güzelliğine,
Bilmem hiç rastlanır mı yeryüzünde dengine?
Bakarsın belki bugün kararıverir ufuk,
Bakarsın belki yarın ağarıverir ufuk
Ufuk derin bir aşkla yanıp tutuşur bazan,
Bazan bir bıçak olur yürekleri zedeler,
Bazan bir hasret olur neler bekletir neler! ...
.......................................................................
Demin çatkın bir kaştı, şimdi gülen bir yüzdür.
Bakarsın bir yetimdir, bakarsın bir öksüzdür.
Birgün beni öp diye yalvaran bir dudaktır,
Birgün zehir kaynağı kurulmuş bir tuzaktır.
Bahtımla kara bahtı ayıran çizgidir o!
Dertleri günahları silen bir silgidir o!
Kalemlere, dillere gelmeyen bir eserdir,
Bakarsın bir batıştır, bakarsın bir zaferdir.
Ufuk benim her şeyim can yoldaşımdır ufuk,
Sevgimdir, sevgilimdir, öz kardeşimdir ufuk.
................................................................
Ben de zaman elinde hem batı hem doğuyum,
Beni ufuk doğurdu ben ufkun çocuğuyum.

Osman Yüksel Serdengeçti
Kaynak. Şiir Severler

Bu Kervan Böyle Gitmez

İster beni hoş görün, ister vurun öldürün,
İster bir cani gibi zindanda süründürün,
Yeter artık illallah! Şu yangını söndürün,

Amerikan dolan bu yangına kâr etmez.
Ey meclis-i mebusan bu kervan böyle gitmez!

'l love you America' yazılı durur duvarda,
Donanmalar taşıdı yığın yığın hovarda,
Kızlarımız dansetti, salep içtiler barda,

Kimse görmez bunları, haya etmez, ar etmez.
Ey meclis-i mebusan bu kervan böyle gitmez

Bankalar mâbed oldu, daktilo sesi dua,
Adet oldu hırsızlık, dalkavukluk ve riya,
Yapmayanlar düz yolda kalıverirler yaya,

Vallahi bilmem amma bu millet iflah etmez,
Ey meclis-i mebusan bu kervan böyle gitmez! ..

Her yerde yükselirken âvaze-i sefalet.
Yurdu cennet gösterir radyo denen kör alet,
İlâhi bu ne halet, Ya Rab bu ne dalâlet?

Zorbalık, cebr-ü şiddet kimseye gık dedirtmez
Ey meclis-i mebusan bu kervan böyle gitmez! ,

Haykırırım hakkı her sözüm ağır olsa da,
Şaklasa kamçı, sırtım onmaz yağır olsa da,
Duyulmaz mı bu feryat insan sağır olsa da,

Bu derde çâre lâzım, nutuklarla iş bitmez,
Ey meclis-i mebusan bu kervan böyle gitmez!

Osman Yüksel Serdengeçti
Kaynak. Şiir Severler
X